Duygular; her insanda bulunması gereken ve aslında yokluğunun
sağlıksız olduğu durumsal hallerdir. Öfke duygusu sağlıklı bir bireyde
doğal olarak bulunur, fakat duyulan öfkenin şiddeti artar ve bu duygu
sebebiyle yakıcı, yıkıcı davranışlarda bulunulur ise, yaşam kalitesi
bozulabilir. Bunun yanında kişideki öfke, hem kendisine hem
yakınındakilere hem de ilişkilerine zarar verebilir.
Duyulan öfkenin kaynağı dış ve iç sebepler olabilir. Örneğin; bir
olay sonrasında öfke duyulabileceği gibi, olağan bir sürece verilen
aşırı öfke tepkisinin kaynağı kişinin geçmişte yaşadığı travmatik
durumlar ve o anların tekrar tetiklenmesi de olabilir.
Hayatımızda kaçamadığımız bazı sorunlar öfkeyi tetikleyen etmenler
olabilirler. Öfke bazı durumlarda tek başına bir duygu değil, acı, hayal
kırıklıkları gibi diğer duyguları da içeren fakat yüzeyde tek
hissedilen bir his olabilir. Bu sebeplerle, kişinin yaşadığı öfke
nöbetleri yanlış hedefe yönelebilir.
Öfkenin kaynağı, sebepleri ve öfkeyi tetikleyen durumlar bireysel
psikoterapi sürecinde ayrı ve derinlikli bir biçimde değerlendirilir ve
çözümüyle alakalı öfke kontrol yöntemleri üzerinde çalışılır. Sorun ile
nasıl başa çıkılacağı araştırılır. Bu gibi durumlarda en az zararı
getirecek bir çözüm yolu ve strateji belirlenmesi önemlidir. Çünkü bazı
sorunlar çözümsüz olabilmektedir, çözümü olmayan durumlarda öfke
krizleri yaşamak yerine yaşadığımız zararı ve olumsuz etkilerini
azaltmak da sağlıklı bir yoldur. Ama her zaman bu çalışmanın temelinde
öfkeyi anlamak yatar.
Öfkeyi şiddetli yaşamak ve hem bireysel hem de toplumsal zararlar
vermek yerine; rahatlama ve farkındalık oluşturma, kişisel farklılıklara
saygı duymayı geliştirme, soğukkanlı ve sakin iletişim kurma, başka
seçenekler oluşturma ve çevreyi değiştirme gibi alternatif yollar bulmak
daha sağlıklı sonuçlar doğurabilir.
Klinik Psikolog Şeyma Kama
www.bursapsikiyatri.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder